GÜNDEM

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı: “Bir kişinin hiç uyumadan, 36 saat çalıştırılması, ahlâka, hukuka ve vicdana uygun mudur?”

Gelecek Partisi İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serap Yazıcı, Dr. Rümeysa Berrin Şen’in, 36 saat nöbet tuttuktan sonra geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin olarak, “Bir kişinin hiç uyumadan, 36 saat çalıştırılması, ahlâka, hukuka ve vicdana uygun mudur?” dedi.

Prof. Yazıcı, konuya ilişkin olarak, “Anayasamızın 2. maddesi, Cumhuriyet’in nitelikleri arasında sosyal devlet ilkesine yer veriyor. 4. maddesi ise ilk üç maddenin değiştirilmesini yasaklıyor. Böylece sosyal devlet ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin değiştirilmesi mümkün olmayan temel esasları arasında yer alıyor. Sosyal devlet kısaca, devletin ekonomik ve sosyal barışı sağlamak, gelir ve servet dağılımındaki dengeyi koruyabilmek için ekonomik ve sosyal hayata müdahalesinin meşru görüldüğü bir devlet olarak tanımlanabilir” ifadesini kullandı.

Yazıcı, konuya ilişkin şunları aktardı:

“Sosyal devlet olmayı sağlayan çeşitli anayasal araçlardan biri de vatandaşların ekonomik ve sosyal haklarının düzenlenmesi ve garanti edilmesidir. Bir sosyal devlette vatandaşların korunması gereken pek çok ekonomik ve sosyal hakkı vardır. Bunlardan biri de sağlık hakkıdır. Sosyal devlet olduğunu iddia eden bir devlet, tüm bireylerin sağlık haklarını koruyacak tedbirleri almak zorundadır. Anayasamızın 56. maddesi bu hakkı düzenlemekte; bu bağlamda devlete çeşitli yükümlülükler yüklemektedir.”

HUKUKA VE VİCDANA UYGUN MU?

“Rümeysa Berin Şen, en kutsal meslek olan hekimlik mesleğini seçmiş; insanların sağlıklı yaşama hakkını koruyabilmek için gecesini gündüzüne katarak çalışan gencecik bir hekim. 36 saat süren, insanın bedensel ve fiziksel sınırlarını zorlayan bir nöbetin ardından sabah evine giderken muhtemelen direksiyonda uyuyakalıyor ve yol kenarında park halinde olan bir tırın altına girerek can veriyor. Şimdi tüm yetkililere seslenmek ve sormak istiyorum. Bir kişinin hiç uyumadan, 36 saat çalıştırılması, ahlâka, hukuka ve vicdana uygun mudur? Üstelik 36 saat uykusuz bıraktığınız kişiye diğer bireylerin en temel hakkı olan sağlıklı yaşama haklarını emanet etmek, gerçekçi midir? Bakınız, Anayasamızın 56. maddesinin 3. fıkrası ne söylüyor: “Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.”

DEVLET YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRSE, RÜMEYSA ARAMIZDA OLACAKTI

“Devlet bu maddedeki yükümlüğünü yerine getirmiş olsaydı Rümeysa Berin Şen, hekimlik görevini ruh ve beden sağlığının gerektirdiği koşullarda sürdürecek ve muhtemelen bu vahim kazayı yaşamayacak, aramızda olmaya devam edecekti. Türkiye, sağlık personeline uyguladığı katlanılması imkânsız çalışma şartları nedeniyle muhtemelen tıp fakültesinde okuyacak pırıl pırıl gençler bulamayacak veya bu eğitimi alan gençler, belki de pek çok genç arkadaşları gibi Türkiye’den umudu keserek mesleklerini daha insanî şartlarda icra edebilecekleri memleketlere göç edecek.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu