Başkan Davutoğlu: Cumhurbaşkanı kendini din yerine koyuyor

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu KARAR TV’de Sedat Peker’in iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Peker’in hedef aldığı İçişleri Bakanı Soylu’nun bu gece görevden alınabileceğini belirtti.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, KARAR TV’de Taha Akyol ve Elif Çakır sorularını yanıtladı.
İYİ Parti lideri Meral Akşener‘e İkizdere’de yaşadığı saldırıyı değerlendiren Davutoğlu “Gerçekten hepimizin ciddi şekilde üzerinde durması gereken saldırıydı. Sayın Selim Temurci’den de bilgi aldım. Doğal tepkiyi anlarsınız. Ama Sayın Akşener’e yapılan saldırıya baktığımızda hiç de doğal görüntü vermiyor. Bu bir halk tepkisi değil. Ben kendisiyle de konuştum. Dışarıdan yönlendirilmiş bir grubun yaptığı faaliyetler” diye konuştu.
Sayın Akşener’e bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Sayın Erdoğan’a Hopa’da iktidarın ilk yıllarında saldırı olmuştu. Hepimiz o zaman çok şiddetli tepki vermiştik. Şimdi de Sayın Erdoğan’ın kendisine geçmişte yapılan saldırıyı da görerek siyasi parti liderlerine kim olursa olsun saldırı yapılmaması konusunda açık mesajlar vermesi gerekiyor. Sayın Akşener’e geçmiş olsun dilediğini hatırlamıyorum. Böyle bir mesaj yayınlamaması bile bu tür faaliyetleri teşviktir.”
DAMAT BAKAN İLE TRUMP’IN DAMADI NE KONUŞTU?
Twitter’dan “Sayın Erdoğan bir gazeteci üzerinden bizi içimizdeki Mescid-i Aksa’ları yıkmakla suçladı. Sayın Erdoğan, biz yıllarca yüz yüze konuştuk, aracıya gerek yok. Allah’ın şahit olduklarını kulların da bilmesi için, istediğin kanalda her şeyi konuşmaya hazırım, hodri meydan” mesajı paylaşan Davutoğlu, Mescid-i Aksa polemiği için de şunları kaydetti:
“Biz başbakanlıktan ayrıldıktan sonra, Mescid-i Aksa ve Kudüs bağlamında İsrail’le normalleşme esnasında Damat Bakan ile Trump’ın damadı arasında ne tür görüşmeler oldu? Normalleşme esnasında İsrail ve ABD tarafından hangi taleplerde bulunuldu? Filistin’in hakları ve Mavi Marmara’nın tazminatı dışında neler konuşuldu? Mescid-i Aksa orada dururken, İsrail ile normalleşme yaparken ne söylediniz, onu söyleyin bana?
Sayın Cumhurbaşkanı ve iktidarın son dönemde yaptığı şey sıkıştıkları yerde kendilerini devlet, din yerine koyuyorlar, kendilerini Mescid-i Aksa yerine koyuyorlar. Bulundukları makam onlar için Mescid-i Aksa gibi kutsal oluyor. Sayın Erdoğan’ın Mescid-i Aksa’yı sembolize eden değerleri şahsında temsil ettiğine dair kimse bir iddiada bulunamaz, kendisi de bulunamaz.”
AK PARTİ BUGÜN BUNLARI TEMSİL EDİYOR MU?
Davutoğlu, şöyle devam etti: “Biz dedik ki: Yolsuzluk yapmayın, yolsuzluklara karşı savaş ilan edin. Mescid-i Aksa en çok Hz. Ömer’le anılır. Peki, Hz. Ömer’in ahlakı var mı sizde diye sorduk. Hz. Ömer’in ahlakıyla ahlaklanın dedik, şeffaf olun dedik, kamu malını özel işlerinizde kullanamayın dedik. Kendinizle halk arasında eşitlikçi davranın dedik. Mescid-i Aksa’yı temsil eden değerler adalettir, insan onuruna saygıdır, çok kültürlülüktür.
Çünkü Mescid-i Aksa İslam kültürü altında Kudüs hep çok kültürlü oldu. Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler hep yan yana yaşadı. Selahaddin Eyyubi’nin onurudur. Peki, Erdoğan bunları temsil ediyor mu? AK Parti bugün bunları temsil ediyor mu? Cumhurbaşkanı’na soralım. Hz. Ömer’in Mescid-i Aksa’ya giderken, Kudüs’ün fethi esnasındaki adalet anlayışına sahip misiniz? Siz yanınızdakilerle kendinizi eşit görüyor musunuz?”
MUHAFAZAKARLARIN ARINMAYA İHTİYACI VAR
“‘Benim dediğim vatandır, benim dediğim dindir’ dediğiniz zaman Sedat Peker de kendisini bir rol biçiyor. Herkes vatanı savunmak için kendisine rol biçiyor” diyen Davutoğlu, milliyetçi ve muhafazakar çevrelerin arınmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
Davutoğlu, şunları kaydetti: “Bugün milliyetçi-muhafazakar kesimin çok ciddi bir arınmaya ihtiyacı var. Özgürlükçü bir din anlayışı ile bütün o yıpranmış değerleri inşa etmemiz lazım. Bu sadece siyasi bir sorun değil, bu bilimsel, entelektüel ve bir aydın sorunudur ayrıca. Vatan ve din kavramlarını kendisi etrafında yorumlayanlar en çok da vatan ve din kavramlarına zarar veriyorlar. Bizim burada özgürlükçü bir çizgiyi tutturmamız lazım.”
DOLANDIRICI DİYEREK KİŞİSEL HUKUKU YERLE BİR ETTİ
Erdoğan’ın adaylığına yönelik başlayan tartışmalara değinen Davutoğlu “‘Adayım Erdoğan’ açıklaması 2018’dedir. 2016’da da partiden ayrılırken de bağlandığım husus değerlerimdir. O gün kişisel hukukları, Cumhurbaşkanı’nın hukukunu, parti hukukunu, oy veren vatandaşların hukukunu ve bütün oy vermeyen vatandaşların hukukunu koruyacağım dedim. Bu hukukların hepsi çok önemli. Kişisel hukuku ben koruyordum. Cumhurbaşkanı korumadı. Cumhurbaşkanı’nın kişisel hukukunu zedeleyen bir şey söylemedim. O dolandırıcı diyerek bu kişisel hukuku yerle bir etti. Ayrıca o gün de ihanet etmemiştik. Orada bir parti-içi bir darbe yaşandı.
Parti hukukunu da korudum. AK Parti içerisinde söylemediğim hiçbir sözü, dışarıda söylemedim. AK Parti içindeyken de dışarıda hiçbir siyasi kompozisyon içine girmedim. İçeride mücadele ettim, sonra manifesto yayınladım. Dışarıda söyleyeceklerimi söyledim ve sonra AK Partililer dedi ki; biz buna dayanamıyoruz Cumhurbaşkanı ve bize ihraca sevk etti. O hukukları zedeleyen beni ihraca sevk eden Cumhurbaşkanı’dır. Hakikati söylediğim için sevk eden. Ayrıca aynı konuşmada bakılırsa bundan sonra bir nefer ve vatandaş olarak bu değerleri savunacağımı da söylüyorum. Dolayısıyla itaat, sadakat nihai kertede savunduğumuz değerlerdir” ifadelerini kullandı.